John Wick, sevgili köpeğiyle emekliliğin tadını çıkarmayı hayal ederken başına hiç ummadığı olaylar geldi. Bu durum onu bir kez daha tehlikeli suç dünyasının içine çekti. İşte o an, sakin hayatının bir anda altüst olduğunu anladı! John'un huzur dolu planları bozuldu, çünkü eski bir arkadaş ona çok büyük bir iyilik borcunu hatırlattı. Kaçacak bir yer kalmayınca, John yeniden silahlarını kuşandı ve tehlikeli görevlerin peşine düştü. Üstelik bu sefer işin ucunda Roma sokaklarına kadar uzanan tehlikeli bir macera vardı. Evet, John Wick, İtalya'nın daracık sokaklarında, tarihi mekânlar arasında düşmanlarıyla yüzleşmek zorunda kaldı.
John'un bu kez karşı karşıya kaldığı düşmanlar eskisinden de güçlüydü. Arkadaşları tarafından ihanete uğramak mı dersin, yoksa ölümcül suikastçılarla mücadele etmek mi? Hepsi bu hikâyede vardı. Ama John Wick asla pes etmedi! Çünkü o, söz verdi mi tutar; mücadeleye girdiyse de sonuna kadar giderdi. Roma sokaklarında adeta bir gölge gibi hareket eden John, her adımında rakiplerinin planlarını bozmayı başardı. Bu sırada, tehlikelerden kaçmak yerine onları kovalayan ve her defasında kendine bir çıkış yolu bulan John, bir an bile tereddüt etmedi. Belki de onu bu kadar güçlü yapan, sevdiklerini korumak için her şeyi göze almasıydı.
Sonuç olarak, John Wick'in bu ikinci macerası, aksiyon ve heyecanın hiç bitmediği, soluksuz izlenen bir hikâyeye dönüştü. Olaylar birbiri ardına geldi, John ise her seferinde daha da güçlenerek ayakta kaldı. Roma'nın tarihi atmosferinde, bir yandan eski borçları kapatmaya çalıştı, bir yandan da yeniden kendini buldu. John Wick, suç dünyasının karanlık yüzüyle yüzleşmekten korkmadı ve en önemlisi, inandığı değerler için mücadele etti. İşte bu yüzden, John Wick 2, cesaretin ve kararlılığın bir simgesi olarak hafızalarda yer aldı!
